Ses Teli Nodülü
Ses teli nodülü, ses tellerinin birbiri ile temas ...
Doğum sırasında bir bebeğin gırtlağı (larinksi), 2 cm boyunda ve 2 cm eninde olup erişkindekinin üçte biri kadardır. Erişkine göre çok yumuşak ve esnektir. Ses tellerinde henüz erişkinlerde bulunan tabakalar mevcut değildir. Cinsiyetler arasında doğumdaki larinks açısından farklılık yoktur.
Ses gelişimi açısından larinksin gelişimi üç bölüme ayrılır: Topografik (larinksin boyunda aşağı inişi), Morfolojik (hacim artışı ve şekil değişikliği), ve Histolojik (ses teli katmanlarından lamina proprianın değişimi) gelişim.
Doğumda yenidoğan larinksi damak ve mandibülaya göre hayatın hiçbir zamanında olmadığı kadar boyunda yüksek konumdadır. Süt çocuğunda larinks o kadar yüksektedir ki, epiglot yumuşak damağa temas eder ve hem soluyup hem süt içebilmeye imkân verir. Larinks inişine doğumdan hemen sonra başlar. Yaşları bir ay ile on beş yaş arasında değişen bireylerde seri olarak çekilen radyografilerle ses yolunun organizmanın gelişimi sırasında en fazla ilk yılda ve ergenlik döneminde değiştiği gözlenmiştir. Farinks yüksekliği ve oral kavite uzunluğu arasındaki oran doğumdan 6-8 yaşlarına kadar 1,5’ten 1’e düşmekte ve bundan sonra sabit kalmaktadır. Doğum sonrası gelişim döneminde, ses kıvrımlarının, hyoid gövdesinin, mandibülanın ve sert damağın birbirine göre yukardan aşağıya doğru yerleşimleri önemli oranda değişmemektedir. Krikoid kıkırdağın alt sınırı doğumda servikal üçüncü – dördüncü omurgalar seviyesindedir (C3 – C4). Beş yaşında larinks C7 seviyesine kadar iner. 15-20 yaşları arasındaki ölçümlerde larinksin hala C7 seviyesinde olduğu görülür. Laringeal iniş, ses yolunu uzatır, ses yolu rezonans frekansının düşmesini sağlar, vücut büyüklüğünün daha fazla imiş gibi algılanmasını sağlar. Aynı durum şempanze ve geyiklerde yapılan çalışmalarda da gösterilmiştir. Yapılan çalışmalar, pes erkek sesinin kadınlar tarafından artmış vücut büyüklüğü olarak algılandığını göstermektedir. Larinksin inişi (yutak boşluğu uzadıkça, düşük temel frekanslar daha fazla rezonans kazanmaktadır) ile ortalama ses perdesinin düşüşü arasında gelişimsel bir ilişki vardır. Laringeal iniş hem yutma hem de ses için evrimsel açıdan önemlidir.
Doğumda başlayan morfolojik değişiklikler yaşam boyunca devam eder. Doğumda birbirine temas eden tiroid kıkırdak ve hyoid kemik, yukarı – aşağı eksende birbirinden uzaklaşır. Süt çocuğunda epiglot yukarıda ve şişkincedir. Ariepiglotik kıvrımlar kalındır. Epiglot omega şeklindedir ve dil köküne yaslanmıştır. Büyümeyle birlikte epiglot genişler, sertleşir ve omega şekli düzleşir. Tiroid kıkırdağın alalarının önde yaptığı açı ergenlikte erkekte yaklaşık 900 haline gelir. Kadında ise pek değişmeyerek yaklaşık 1200 olarak kalır. Tiroid kıkırdağın uzunluğundaki artış erkek çocukta kız çocuğuna göre üç kat fazladır. Hayatın ilk yılında larinks girişi genişler, T şeklinden yuvarlak – oval şekle döner.
Laringeal hava yolu krikoid kıkırdağın sert – yuvarlak yapısı tarafından güvence altına alınır. Ses yolu içindeki negatif basınç yeterli düzeye gelirse, yenidoğan larinksi yumuşak kıkırdakları ve gevşek bağları nedeniyle kollabe olabilir. Subepitelyal bağ dokularının gevşekliği ve oransal olarak damardan zengin olması sıvı toplanması eğilimini artırır. Bu nedenle, süt çocuklarında inflamatuvar ödeme bağlı subglottik ya da supraglottik obstrüksiyon insidansı yüksektir. Hyoid iki yaşında kemikleşmeye başlar. Diğer kıkırdaklar ergenlikle beraber sertleşmeye başlar, önce hiyalen olan tiroid kıkırdak, ardından krikoid kıkırdak kemikleşir. Hiyalen ve elastik yapıda olan aritenoit kıkırdak daha sonra kemikleşmeye başlar. Erkeklerde yaklaşık yedinci, sekizinci dekatlarda elastik yapıda olan epiglot, küneiform ve kornikülat kıkırdaklar dışında larinksteki tüm kıkırdaklar kemikleşmiştir. Kadın larinksinde hiçbir zaman tamamen kemikleşme olmaz.
Süt çocuğunda ses kıvrımlarının yarısı kıkırdak yarısı membranöz yapıda olup geniş bir glotise neden olur, erişkinde ise membranöz kısım oranı artarak üçte iki oranına ulaşır ve ses kıvrımlarının esnekliği artar. Glotal genişlik ve subglotal çaplar yaşla birlikte artar.
Histolojik değişikliklerin en önemlileri tiroaritenoit kas ve mukozayı içeren hassas yapıdaki ses kıvrımlarında olur. Bir – dört yaş arasına kadar çocuklarda mukoza kalındır, üniform yapıdadır, erişkenlerdeki tabakalanmayı göstermez. Lamina propriadaki erişkine benzer farklılaşma ergenlikte belirgin hale gelmekle birlikte, histolojik değişim yaşam boyunca devam eder. Yaşlılarda lamina propria kalın ve ödemli, elastin ve kolajen liflerin yoğunluğu ise azalmıştır.
Vokal kastaki histolojik değişiklikler de önemlidir. Yenidoğanlarda kas lifleri incedir. Erişkinlikte daha kalındır, ancak, 40 yaştan sonra yavaş yavaş atrofiye uğrar. Yenidoğanda tip 1’den (kısa, hızlı kontraksiyon) çok tip 2 (uzun uzamış kontraksiyon) kas mevcuttur. Büyümeyle birlikte tip 1 kaslar daha baskın hale gelir, sesin daha çok kontrol edilebilmesine ve uzamış ses üretimine yardımcı olur.
Her insanda iki adet ses teli, boyunun ortasında, yutağın (farinks) hemen altında, soluk borusunun (trakea) hemen üzerinde bulunur. Evrimsel gelişim sürecinde, ses tellerinin ve genel anlamda gırtlağın (larinks, hançere) asıl fonksiyonu, hava yolunu ve akciğerleri dışarıdan gelen yabancı partiküllerden ve yemeklerin buraya kaçmasından korumaktır.
Nefes alma sırasında V harfi şeklinde açık olan ses telleri, yemek yerken ve ses çıkarma sırasında tamamen karşı karşıya gelerek kapanır. Elbette ki bu şekilde basit bir anlatım, ses tellerinin mükemmel çalışma mekanizmasının çok kaba bir tarifidir. İnsan ses telleri, konuşma ve ses çıkarma sırasında saniyede erkeklerde ortalama 120, kadınlarda 200 kez birbiri ile temas eder (titreşir).
Yenidoğan bir bebeğin ses tellerinin temel frekansı (F0) 450-520 Hz arasında değişir. Yani bebek ağlarken ses telleri saniyede bu kadar sayıda titreşir.
Oyun çocukluğu döneminde bu rakam, 300 Hz civarına düşer. F0, hem kız, hem de erkek çocuklarda, ergenlik öncesi dönemde 250 Hz’e kadar iner.
Ergenlik döneminde androjen hormonların etkisiyle larinkste ortaya çıkan değişiklikler nedeniyle erkek çocuklarda F0 düşmesi çok belirgindir. Ergenlik döneminde, erkek çocuklarda perde yaklaşık bir oktav düşer. Kızlarda temel frekanstaki düşüş daha az olmakla birlikte, ergenlik döneminde erişkin düzeyine iner. Ergenlikte ses değişimi ortalama 3-6 ayda tamamlanırken en fazla 1 yıl sürer. Kızlarda ses değişimi 15 yaşında, erkeklerde 14-15 yaşında tamamlanır. Kızlarda ses değişimi daha erken başlasa da tamamlanması hemen hemen aynı zamanda olur.
Erişkin bir erkekte ses telleri konuşma sırasında yaklaşık 100-140 kez titreşirken, kadınlar için bu aralık yaklaşık 200-240 Hz’dir.
Ergenlikden sonra F0 görece sabit kalmakta birlikte, kadınlarda 5. dekattan sonra özellikle postmenopozal değişikliklere bağlı düşüş, erkeklerde ise 7. dekattan itibaren hafif bir yükselme görülebilir.
Ses telleri iki ayrı katmandan oluşur. Üstte yer alan ve her iki ses telinde birbiri ile temas eden mukoza, epitel ve lamina propriadan oluşur. Mukozanın altında katman ise kas dokusudur.
Ses tellerinin histolojik yapısı hakkındaki bilgimiz, Hirano’nun 1974 yılında insan ses tellerinin bağ dokusu olan lamina propria’nın katmanlı yapısını ortaya koymasından bu yana devamlı artmaktadır. Lamina propria’nın hücre dışı matriksinin moleküler kompozisyonu, bu dokunun viskoelastik özelliklerini anlamamız için çok önemlidir. Bu durum, özellikle lamina propria’nın yüzeyel tabakası (Reinke boşluğu) için daha da önemlidir.
Epitel ve Reinke boşluğu, vokal kordun titreşimden sorumlu ana bölümünü oluşturur. Normal bireylerde Reinke boşluğunun jöle şeklindeki yapısı, gevşek fibröz elemanlar ve hücre dışı matriksin interstisyel proteinleri (decorin ve hyaluronik asit gibi proteoglikanlar ve fibronektin gibi glikoproteinler) arasındaki dengeye bağlıdır. Ses tellerinin titreşimine bağlı artmış travma Reinke boşluğundaki hücre dışı matriksin moleküler modifikasyonuna ve dolayısıyla iyi huylu vokal kord lezyonlarına yani nodüllere, submukozal fibrotik dokuya ve vokal kord skarına yol açar.
* Lütfen form alanlarını giriniz, bilgileriniz gizli tutulmaktadır.