Uyku Endoskopisi
Uyku endoskopisi, tıkayıcı uyku apnesi (obstrüktif...
COVID-19 pandemisi sırasında, SARS-CoV-2 virüsü ile enfekte olan bireylerin önemli bir kısmının, başka herhangi bir belirtileri olmasa dahi, koku duyusunu kaybettiği görülmüştür. Enfekte olan bireylerin ayrıca, tad duyusunu ve baharat gibi kimyasal olarak tetiklenen duyuları da kaybettiği belirlenmiştir (kemestezi).
Bazı hastalarda üzerinden bir yıla yakın zaman geçmiş olsa dahi, koku duyusu henüz geri dönmez iken; bazılarında ise güzel kokuların yerine kötü, hoş olmayan bir koku duyusu yerleşmektedir.
Değişik çalışmalarda farklı oranlar belirtilse de, hemen her çalışma, koku kaybının yüksek oranda olduğu konusunda hemfikirdir. 8438 olguda yapılan bir çalışmada bu oran %41 olarak ifade edilmiştir. 100 olgunun koku tanımlama testi ile takip edildiği bir çalışmada 96 olgunun en az bir çeşit koku bozukluğu olduğu, 18 hastada ise tam koku kaybı (anozmi) olduğu ifade edilmiştir.
Hastalar genellikle koku alma bozukluğunun aniden olduğunu ifade etmektedir. Bu şekilde COVID ve diğer nedenlere bağlı viral rinitin oluşturduğu nazal konjesyondan ayrılmaktadır.
COVID hastalığının koku üzerine etkisi hakkında yapılan çalışmalar, virüsün ana hedefinin burundaki koku hücrelerinin destekleyen sustentacular hücreler olduğunu göstermektedir. COVID-19, hücrelere üzerindeki ACE2 reseptörünü hedef alarak saldırmaktadır. Bu reseptör, sustentacular hücrelerde yüksek oranda bulunmaktadır. Bu hücrelerin etkilenmesi duyu nöronlarının desteksiz ve beslenmesiz kalmasına yol açmaktadır.
Bir başka çalışmada, koku ve tad duyusu kaybının kandaki interlökin-6 (IL-6) düzeylerinin artışı ile ilişkili olduğu görülmüştür. IL-6, iltihaplanma (inflamasyon) durumunda artış gösteren bir moleküldür.
Yapılan farklı çalışmalarda koku bozukluğu olan hastaların % 49-72’sinin koku alma duyusunun bir ay içerisinde geri geldiği bildirilmiştir. Tad duyusu için bu oran %84 düzeyindedir.
Bazı hastalarda koku duyusu aylar içerisinde yavaş yavaş düzelirken, bazılarında ise aylar geçmesine rağmen kokular eskiden olduğu gibi normal olarak algılanmaz. Tüm kokular bozuk, kötü kokular gibi alınabilir (parozmi) ve bu durum aylar sürebilir. Bazı hastalarda ise koku alamama durumu (anozmi) kalıcı olabilir. Bu durumun hastalığın koku alma nöronlarını yıkmasına bağlı olduğu düşünülmektedir.
koku duyusunu kaybeden bir birey bozulmuş bir gıdayı algılayamaz, yangın gibi tehlikeli bir durumda yanık kokusunu hissedemez. Yenilen şeylerin lezzeti alınamaz. koku bozukluklarının depresyona yol açtığı düşünülmektedir.
Henüz bu alanda tamamen kabul görmüş tek bir tedavi yöntemi olmasa da, koku eğitimi ile bireylerin tekrar kokuları algılaması sağlanabilir. Bazı ilaç tedavileri, özellikle kaybın nedeni iltihaplanmaya bağlı ise, faydalı olabilir.
* Lütfen form alanlarını giriniz, bilgileriniz gizli tutulmaktadır.